Yolculuk Bitez Koyu’na…


Figen Batur’un 2013 yılında yayınlanmış bir yazısını okudum; “Yolculuk Nereye?” diye soruyor ve şöyle devam ediyor; “Yolculuk nereye?” sorusuna “Bodrum’a” diye cevap verenleri evvel emir yadırgadım...

Bana göre “Bodrum’a gidiyorum” demek, “Yurtdışına gidiyorum” demek gibi yuvarlak bir laf ve gidenin, gittiği yerin acemisi olduğunun birinci elden kanıtı. Nasıl ki hiçbir zebranın çizgisi diğerininkine benzemez; Bodrum’daki hiçbir adres de birbirine benzemez. Bodrum’un dip dibe dizilmiş beldelerinde hayat farklı akar.(*)

Bodrum yerlisi de Bodrum’a yerleşmişi de çok şanslı. Neden derseniz sabahın ilk ışıkları ile şehir yeni yeni uyanırken çoktan serin sularda ısınma küreklerini çeken bir duayen sizi bekler.  

Bitez Koyu’nda bir yüzer iskele kenarına yanaştırılmış beyaz kuğular gibi birkaç futa, onun başında saatlerce bekleyen, yön veren, kendini kürek sporuna adamış bir öğretmen, bir sporcu… Celal Gürsoy…

Bodrum Halikarnas Kürek Takımı hem eski hem de yeni amatör kürek severlerin coşkuyla bir araya geldikleri bir deniz tutkusu.

Celal Gürsoy’u Hıncal Uluç’un kaleminden dinleyelim;

“1954'te babam Ankara'ya tayin olunca, yazları İstanbul’da gazetecilik yapan Necati Dayımlarda (Bilgiç) geçirmeye başladım. ...Yelken Kalamış Koyu’nda, yüzme Moda Plajı’nda, kürek o zaman şimdiki rezil batakhane harabesi değil, Galatasaray Su Sporları şubesi olan “Ada”da yapılırdı. Kürek merakım, heyecanım orada başladı. Suyun üzerinde kayan o futaları izlemek ne hoş olurdu. Bu merak da beni Celal’le tanıştırdı. Bunları bana hatırlatan Celal’in yolladığı kitap..

“Arnavutköylü Amatör Bir Balıkçının Hatıraları” 

Sadece Galatasaray değil, ülke Kürek sporunun önde gelen isimlerinden Celal Gürsoy. İşte o adanın karşısında doğan, sahilde denize olta atarken, idman yapan, yarışan küreklere aşık olup bu spora başlayan bir insan. O sporcu, ben de o yıllarda üç büyükler uşağı değil, her sporu yazan medyanın içinden yazar olunca tanıştık. Dost olduk.

Celal yıllar önce Bodrum’a inzivaya çekildi ama kurduğu site ile, sanal medyada kürek haberlerini tüm ayrıntıları ile meraklılarına yazmaya başladı. (www.celalgursoy.com) 

Sonunda sırasız, bölük pörçük ama hoş anılarını derlediği bu kitabı yazmış;‘Sporculuk bana arkadaşlık, takımdaşlık, kazanma azmi, irade gücü, mental dayanıklılık gibi tüm hayatımı etkileyen özellikleri kazandırdı’diyor..”(**)

Kürek Sporu, geçtiğiniz rakibi görebildiğiniz ve varmak istediğiniz noktayı görmeden gittiğiniz tek spordur. Kulüp Başkanı Celal Gürsoy ile, denize, küreğe ve Bodrum’a dair suya dokunur bir sohbet gerçekleştirdik. İşte satır arasında kalanlar…

Boğaziçi'nde, deniz kıyısında bir evde doğup kürek, olta, balık ve yüzme gibi nimetlerden faydalanmayan azdır. Daha ilkokulda okurken yaşıtlarım top oynar, bisiklete binerken benim sandalım vardı. Arnavutköy koyunda yüzmeyi, kürek çekmeyi, balık tutmayı, dalmayı, akıntıyı, rüzgarı, fırtınayı öğrendim. Küçük yaşta kürek çekmeyi öğrenince doğal olarak kendimi kürek sporunun içinde bir yarışçı olarak buldum. Galatasaray Kürek Takımı’nda 1966’dan 1979'un sonuna kadar aktif kürekçilik, takım kaptanlığı ve antrenörlük yaptım. 

1980’de profesyonel kürek antrenörü olarak Almanya’da “Frankfurter Germania 1869” kulübüne transfer oldum. 84 olimpiyatlarına kadar 4 yıl antrenörlük yaptım. 84 olimpiyatlarına 2 sporcu hazırladım. Orada gördüklerimizi, öğrendiklerimizi Türkiye’ye aktarmaya çalıştık daha sonraları. 

Bodrum’a yerleşme kararı nasıl doğdu?

1995’te Türkiye’ye döndük. 2006’da Bodrum'a yerleştik. Almanya’ya gittiğimizde İstanbul’u çok özlediğimizi farkettik. Ama bıraktığımız İstanbul’u özledik. Döndüğümüzde hayal kırıklığına uğradık. İstanbul talan olmuş. Evin önünden 2 şeritli otoban geçmiş. Kalabalık cabası. Kalabalığın kalitesi ayrı bir soru işareti. Çocukların üniversiteyi bitirmesini bekledik, ardından Bodrum’a taşındık. Bodrum’da akrabalarımız vardı. Yaz kış gelirdik zaten. O yıllarda Bodrum’daki akrabalarıma yolunuz yok gelmek zor diyordum. “Aman aman öyle kalsın yoksa herkes gelir” diyorlardı. Öyle oldu, yol yapıldı herkes geldi. 

Halikarnas Kürek Takımı’nı kısaca anlatır mısınız?

Yerimiz Bitez Koyu Özgür Plaj mevkinde. Haziran 2018’de Bodrum Halikarnas Kürek Sporu Derneği olarak Muğla İl Spor Müdürlüğü tarafından tescil edildikten sonra Kürek Federasyonu tarafından da onaylanarak federe oldu.Günümüzde 160’tan fazla hobi sporcusu ve 50’den fazla lisanslı kürekçimiz ile haftanın yedi günü çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Kulübümüze ait 3 tane 4’lü, 2 tane 2’li, bir tane tekli teknemiz bulunmakta. Deniz küreği çok hızlı gelişen bir spor branşı olmaya başladı. Mart ayında Fethiye’de Akdeniz kupası yapılacak. Akdeniz kupasına birkaç tekneyle katılmayı planlıyoruz. Bu sene ilk defa yarışlara katılacağız. 

Herkes her zaman küreğe başlayabilir. Benim yaşım geçti, ben spor yapamam, bunlar bahane. Herkes geliyor küreğini çekiyor. Yaş sınırı yok. Fiziksel özellik sınırı da yok. Uzun boylu, kısa boylu, çok kuvvetli, çok kuvvetsiz… Biz hobi kürekçisiyiz, gezinti yapıyoruz, kürek antrenmanı yapmıyoruz. 

Bu işin hobi tarafı. Bir de çocuk tarafı var. Çocukların herhangi bir spora girmesinin büyük faydaları var. Çocukları yönlendiren arkadaşlarıdır. Kulüp onları beraber olmaya, beraber ortak paydada buluşmaya, yarışı kazanmaya, ideal yolla çaba sarf etmeye, terlemeye alıştırır. Çocuk evinde her şey hazır eline geçerken, spor kulübüne geldiğinde çalışarak bir şey kazanması gerektiğini anlıyor. Sporda kazanmak için çok çalışmak gerekir. Bu disiplini alan insanlar kazanmak için çalışmak gerektiğini çok iyi bilirler.

Kürek sporuna yönelik kitap çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

“Başlangıçtan 1980'e kadar Galatasarayda kürek”. Amatör spor branşı kürek hakkında Türkiye’de yazılmış tek kitap.

Bir diğer kitabımın ismi “Olimpiyatlarda Kürek”, 1869’dan itibaren kürek tarihi bu kitapta yer alıyor. 

“Galatasaray’da Denizcilik Tarihi” isimli bir kitabım ve yaşadığım yeri, doğduğum yeri anlatan “Arnavutköylü Amatör Bir Balıkçının Hatıraları” diye anı kitabım var.