Tohumdan sanata…


Binbir emekle toprağa düşer tohum. Hasatla başlar ayrılık kök saldığı topraktan. Mevsimler boyu sürecek bekleyiş başlar ardından. Yağmurun ayazın altında bekler, bekler… Sarı benzi kabuk bağlar yara misali. Usta ellerin dokunuşuyla atar üzerinden kiri pası. Özenle açılan alt kısmından dökülür içinde kalanlar. Gövdesine açılan yüzlerce delik renk renk boncuklarla bezenir mücevher misali. Onca uğraşın ardından bir gece vakti ışığa ilham olur su kabağı. Işıl ışıl, desen desen, rengahenk.

Bir gece vakti yolunuz Gümüşlüğe düşerse Dereköy’e ulaştığınızda zifiri karanlığın içinde yüzlerce su kabağının geceye renk kattığı ışıl ışıl mağazalar karşılar sizi. Yazının başında belirtelim binbir nakışın üzerinde can bulduğu su kabağından yapılan eşsiz aydınlatma aksesuarlarına yalnızca Dereköy’de değil Bodrum bir çok köşesinde rastlamak mümkün.

Çağlar boyunca işlevsel olarak kullanılan su kabakları; kimi zaman balıkçıların ağ şamandırası olmuş, kimi zaman mutfakta tuz kabı, su tası olarak kullanılmış. Kurutulmuş su kabağı çalgı yapımından (kabak kemane), bebek oyuncağı yapımına farklı alanlara ham madde olmuştur. Çekirdekleri ile birlikte kurutulan küçük su kabakları bebeklerin çıngırakları olurken, içi temizlenerek kurutulanlar yıllarca tarlalarda sürahi yerine kullanılmıştır. Hatta suda batması neredeyse imkansız olduğundan bir neslin yüzmeyi su kabağı ile öğrendiğini söylersek sanırım abartmış olmayız.

Sukabak Bodrum, atölyesinde 16 yıldır su kabağından envai çeşit abajur, avize üretiyor. 3 neslin bir arada çalıştığı atölyede küçüğünden büyüğüne ailenin tüm fertleri işin bir ucundan tutmuş durumda. İşin tozlu ve delme kısmı ailenin erkeklerinin görevi. Boncuk işleme hanımlara emanet. Çocuklar ise, elektrik aksamlarının takılmasına destek oluyor. Su kabağı oymacılığında işin incelikleri saymakla bitmiyor. Su kabağı dönüşümünü 17 ayrı işlemden geçerek tamamlıyor.

Nisan ayında dikilen, Ağustos-Eylül aylarında hasadı yapılan su kabaklarının toplanması bile ayrı özen gerektiriyor. Su kabakları gölgede bir sonraki nisan ayına kadar kurutuluyor. Bu bekleyişte çoğu zaman üzerinde siyah bir katman oluşuyor. Özenle kurutulan kabaklar ustanın maharetli ellerinde işlenmeye başlıyor. Dışının temizlenmesi en zor süreçlerden biri. Bir müddet suda ıslatılan kabakların yüzeyi sert bulaşık teliyle ovuluyor. Temizliğin ardından atölyede altının açılması gerekiyor. Alt kısmına simetrik bir yuvarlak çizilip deliniyor ve kabağın içi temizleniyor.

Envai çeşit desenin uygulandığı delme sürecinde ustanın tüm dikkati desen üzerine yoğunlaşıyor. Deniz yıldızları, balıklar, çiçekler, geometrik motifler… Tek sınır ustanın hayal gücü. Gövdesinde açılan onlarca delikten sonra renk renk boncuklar alıyor sırayı. Plastik uçlu bir çekiç yardımıyla desen boncuklarla bezeniyor.

Günün sonunda su kabağının toprakta başlayan hikayesi, ışığın adeta raks ettiği bir sanat eseri formunda geceyi aydınlatıyor.