İCLAL KAYAOĞLU


Uçsuz bucaksız maviliklere uzanan büyülü bir yolculuktur uçmak. Modern dünya insanının sahip olduğu bu eşsiz deneyimin ardında gözünü ufka diken birilerinin büyük özverisi var. 

Gökyüzünde fersah fersah yükselmek... Sonsuzluğa kanat çırpmak... Uçuş sonrası kelimelerle kanatlanmaksa mevzunun zirvesi.

Buzdağının görünen kısmının altında çoğu zaman görünmeyen büyük bir operasyon, gece gündüz devam eder. Bulutların üzerindeki irtifalarda rahatlık ve birçok imkânın keyfini çıkarırken genelde bu mesafeleri kat etmemizi sağlayan süreci hiç düşünmeyiz. Özetle modern dünya insanının sahip olduğu bu eşsiz deneyimin ardında gözünü ufka diken birilerinin büyük özverisi var. 

Kadın öyküleri köşemizde TAV Holding Milas-Bodrum Havalimanı İşletme Koordinatörü İclal Kayaoğlu ile odağında başarı ve havacılık olan keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Sektörün kapıları tesadüfi bir şekilde açılmış önünde. Başarının tesadüf değil bir seçim olduğu düşüncesiyle oturduğu koltuğun hakkını vermek için gecesini gündüzüne katmış İclal Kayaoğlu. Havacılığın her kademesinde görev almış, apron tozu yutmuş. Detayları kendisinden dinleyelim...

Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünden mezun olduktan sonra, Yükseliş Koleji’nde Halkla İlişkiler Müdürü olarak kısa dönem çalıştım. Mesleğin hakkını vereceksem yabancı dil öğrenmem lazım diyerek İngiltere’ye gitmeye karar verdim. Bir yandan çalıştım, bir yandan da yabancı dilimi ilerlettim. Üretim dünyasına adım atmak, mutlaka bir fabrikada çalışmak istiyordum. Bir arkadaşımın yönlendirmesi üzerine 1996 yılında Havaş’a başvurdum. O dönemde havacılıkta aranan en önemli özellik yabancı dil. Uluslararası bir ortam ve bir adayda yabancı dili buluyorlar, bu kez üniversite eğitimi eksik. Hem üniversite, hem ingilizce, hem iş tecrübesi… Mülakat sonrasında hemen başlayın dediler. 

4 yıl genel müdürlükte çalıştım. Daha sonra havacılığın A’sını öğrenmek istedim. O dönem Z’lerde dolaşıyordum dersem abartmış olmam. Operasyona geçmek istiyorum dedim, işte asıl mücadele orada başladı. Havacılık gerçekten çetin bir sektör. Kuralları çok keskin çerçevelerle belirlenmiş ve pek çok ulusal ve uluslararası kurum tarafından denetleniyorsunuz. 2000 yılından 2014 yılına kadar operasyonda çalıştım. Uçakların indiği apron kısmında, terminallerin içinde aktif operasyon yaptım. Operasyonu anlayabilmek için kontuara oturup günde en az 300-400 yolcuyu check etmen lazım. Her yolcunun farklı beklentisi var. Ardından uçakların koordinasyonunu yapacaksın dediler. Uçağın yüklemesi, kaptanın, yolcuların talepleri… Zorlu geçen ama zevkli yıllardı. Sonraki yıllarda müdür yardımcısı oldum. Yine elimde telsiz aprondaydım. Milas-Bodrum Havalimanı TAV Holding tarafından alınınca Havalimanı İşletme Koordinatörü olarak görevlendirildim. 

Havacılık sektöründe sizin gibi emek veren kadınlar var mı?

Maalesef, kadınlar için bu sektörde ciddi mücadeleler var. Bir uçağın yerde kalış süresi 40 dakika. O 40 dakika içerisinde check-in kontuarında biri hata yapsa ya da bagajlardan biri yanlış yüklense uçak gecikmeye girer. 

Bu süreçte çok sayıda personel ile çalışıyorsunuz. Bagajların yüklenmesinden, yolcuların uçağa bindirilmesine kadar pek çok detayın olduğu bir operasyonu yönetiyorsunuz. Burada yolcuların, kaptanın, uçağın tekniğini yapan birimlerin ayrı talepleri olabiliyor. Sivil havacılığın kuralları, havayolunun bizzat kendi talepleri ve kuralları oluyor. Bütün bunları aynı anda ve senkorinize şekilde yönetmeniz gerekiyor. 

Bu koordinasyonu sağlarken birinci önceliğimiz emniyet. Bunun için pek çok tekniği bilmeniz gerekiyor. Örneğin uçuş öncesinde uçağın altına getirilmesi gereken ekipmanlar vardır. Uçağı geri ittiren araç push back gibi. Oldukça tehlikelidir. Uçağı geri ittirirken her an o aradaki çubuk kırılabilir. Uçağa zarar verebilir.

Size göre başarının ardındaki sırrı açıklar mısınız?

İş hayatında başarılı olmak istiyorsanız her şeyden önce karşınızdaki kişilere saygı duymayı bilmeniz gerekiyor. Bir de hedef koymadan iş hayatı olmaz. Mutlaka hedefiniz olmalı. Başarılı olmak için ilk olarak işin insani tarafını çok iyi tutmanız gerekiyor. İkincisi işin teknik tarafı. Üçüncü etken ise, dürüst ve çalışkan olmanız. 

Başarı derken benim için önemli olan bir başka unsuru da paylaşmak istiyorum. TAV havaalanı işletmeciliğinde Türkiye’nin dünyada önde gelen markası. 7 ülkede 14 havalimanı işletiyor. 86 havalimanında da servis şirketleri ile hizmet veriyor. Hepsinden öte insana değer veriyor. Gerçekten şirketimle dokularımızın çok uyumlu olduğunu düşünüyorum. Çalışanını her alanda destekleyen bir kurum. Başarılı olmamda etkisi kesinlikle çok büyük.

Pandemi sonrası hayatımızda neler değişti? 

1996 yılından beri havacılık sektörünün içindeyim ve pek çok krize şahit oldum. Sars krizini gördüm. Mersi, kuş gribini, domuz gribini gördüm ama hiç biri pandemi olarak nitelendirilmemişti. 

Pandemiyle birlikte kalıcı değişiklikler geldi. Sivil havacılığın yayınlamış olduğu pandemi sertifikası gereklilikleri için her türlü tedbiri aldık. İçeri girerken termal kameralarla ateşiniz ölçülüyor. 38 derecenin üzerinde çıkarsa sizi hemen izole bir yere alıyoruz ve dinlendiriyoruz. Uzman sağlıkçı arkadaşlarımızı çağırıyoruz. Şayet ateş düşmezse 112’ye haber veriyoruz. Termal kameranın önünden geçtikten sonra özel olarak dezenfekte ettiğimiz bagajlarınızı koyacağınız bagaj sepetleri ve x-ray arkasında sosyal mesafe işaretlemelerimiz mevcut. Her alanda sensörlü el dezenfektanları yer alıyor. Check-in kontuarlarının üzerine siperlikler koyduk. Artık uçuş kartını kontuarda oturan memurun elinden almıyorsunuz. Kimlik kartınızı tanıtmak için optik okuyucuları da siperliklerin önüne aldık. Siz kendiniz geçiriyorsunuz, memurla herhangi bir temasınız söz konusu olmuyor. Bagajlar içinse uçuş kartınızın üzerine etiketin numarası yazdırılıyor. Bagajınızı koyuyorsunuz, görevli memur etiketliyor ve gönderiyor. Hava tarafına geçiş güvenlik noktasına geldiğinizde x-ray’den geçiyorsunuz. Gerek görülürse vücut tarayıcının içine giriyorsunuz. 

Operasyona dair bir anınızı paylaşır mısınız?

Operasyon yıllarımdan bir anıyı paylaşmak istiyorum. Bodrum Havalimanı sezonluk çalışan bir terminal. Yazın artan ihtiyaca göre sezonluk personel çalıştırıyoruz. Bu personelleri bir çok eğitimden geçiyor sonra sahaya çağırıyoruz. Operasyonda en basit iş boarding kartlarındaki kulakçığı yırtmaktır. Yeni personele gelen yolcuların kartlarını yırtacaksın telsizlere de cevap vereceksin dedik. Yanında da tecrübeli bir personel var. Tecrübeli personel bir yolcuyla uğraşırken uçağın içindeki koordinatör “uçak içi işlemler bitti, operasyona başlayın lütfen” diyor kapıdakilere. Uçakta özel yolcular var mı diye anons ediyor. Uçağın özel yolcuları infant denilen bebeklerdir. Onun sayısı verilir. Bir de tekerlekli sandalyeli engelli yolcularımızın sayısı verilir. Çünkü bunlar özel hizmete tabidir uçağın içerisinde özel yerlere oturtulurlar. Tabi bu soruya jargona göre cevap vermesi gerekiyor. Diyor ki “2 tane infant, 1 tane de young passenger var”. Young passengerlar da özel yolcu, refakatsız uçuyorlar. Refakatsız uçmanın yaşı 12’dir. Alınmadı yanıtı geliyor. Bir daha tekrarlıyor young passenger. Anlayamadım diyor. Bir daha söylüyor. Tekrar sormaya utanıyor. Boarding bittikten sonra uçağa giriyor. Kaptana “uçakta 2 tane bebek, 1 tane de yankesici var” diyor. Havacılıkta kurallar çok acımasızdır. Bir anda uçak duruyor, polisler geliyor ve ortalık inanılmaz karışıyor. Sonunda anlaşılıyor ki young passenger ve uçak havalanıyor.