Bodrum Kalesi

Heybetli görünümüyle etkisi altına alan ve Bodrum’a seyrine doyulmaz bir manzara sunan Bodrum Kalesi, tarihi öneminin yanında dünyanın en büyük sualtı arkeoloji müzesi olma sıfatını da taşımaktadır. Kale, iki liman arasında, üç tarafı denizlerle çevrili kayalık bir yarımada üzerinde kuruludur.
1995 yılında Avrupa’da Yılın Müzesi yarışmasında “Özel Övgü” ödülünü alan müzede, sualtı kazı ve araştırmalarından gelen eserlerin yanı sıra Bodrum ve çevresindeki kazı ve araştırmalarda ele geçen eserler sergilenmektedir. Ülkemizin tek, dünyanın ise en önemli sualtı arkeoloji müzelerinden biridir.
Kale duvarlarının inşasında dünyanın yedi harikasından biri olan Mausoleion’un taşlarının kullanıldığı, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yerini alan Bodrum Kalesi’nin 1. etabı yenilenen yüzüyle 18 Mayıs Dünya Müzeler Günü’nde ziyarete açıldı.
Restorasyon çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiği Bodrum Kalesi’nde ziyaretçiler şu an için kale avlusunda yer alan şapel, amphora depo sergisi ve yassıada açıklarında ulaşılan Geç Roma Batığı (M.S. 5.yüzyıl), Bizans Batığı (M.S. 7.yüzyıl) ve Osmanlı Batığı (M.S. 16-17.yüzyıl) sergisini görme fırsatı yakalıyor.
Farklı dönemlere tarihlenen Yassıada batıklarının sergilendiği salondaki buluntular geç antik çağdaki zengin denizcilik ve ticaret faaliyetlerine dair eşsiz örnekler sergiliyor.
St. Jean şövalyeleri tarafından gotik uslüpta inşa edilen şapel, Osmanlı egemenliğine girdikten sonra, geleneğe uygun olarak bir minare eklenmiş ve camiye çevrilmiş. 1671 yılında Bodrum’a gelen Evliya Çelebi‘nin notları arasında, bu camiye Süleymaniye Camii dendiği belirtiliyor.
Özetle Bodrum Kalesi’ne geldiğinizde yalnızca kaleyi ve denizi izlemekle kalmaz, deniz altından çıkarılmış binlerce yıllık geçmişi de görme imkanına kavuşursunuz.